-
1 şimdiye kadar
conj. as yet* * *1. so far 2. till now 3. until now 4. by now 5. ever -
2 şimdiye kadar
heya niha -
3 şimdiye kadar
so far, until now, up to now -
4 şimdiye kadar her şey iyi
so far so good -
5 kadar
I part1) ( dek) bisoraya \kadar bis dahinsaat üçe \kadar bekledim bis drei Uhr habe ich gewartetsaat 9'dan 11'e \kadar von 9 bis 11 Uhrson damlasına \kadar bis auf den letzten Tropfenşimdiye \kadar bis jetzt, bisher, bislang2) ( gibi) wiematematiğe olduğu \kadar dillere de istidadı olmak ebenso sehr für Sprachen wie für Mathematik begabt seinmümkün olduğu \kadar çabuk/erken so schnell/früh wie möglichne dereceye \kadar inwiefern, inwieweito da benim \kadar uzun konuştu sie sprach ebenso lang(e) wie ich3) ( büyüklügünde) so groß wieHasan benim \kadarken... als Hasan so groß wie ich war,...onların evi bizimki \kadar ihr Haus ist so groß wie unsers4) ne \kadar erken gelirsen... je eher du kommst,...ne \kadar erken olursa o \kadar iyi olur je eher, desto besser5) ( kesinlikle belli olmayan bir nitelik için) etwa, (so) umyüz \kadar öğrenci gelmişti (so) um die hundert Schüler waren gekommen6) (\kadarıyla) soweit, sovielbildiğim \kadar soviel ich weiß...görebildiğim \kadar... soweit ich (über) sehen kann,...göz görebildiği \kadar soweit das Auge reichthatırlayabildiğim \kadar ich mich erinnern kann soweit ich mich erinnern kannne \kadar haklısın wie sehr du Recht hasto \kadar çok konuştu ki er hat so viel gesprocheno \kadar sevindi ki er hat sich dermaßen [o so] gefreut; s. a. bu kadar -
6 şimdi
1) jetzt, nun; ( şu anda) derzeit\şimdi ise und nun\şimdi sıra onda jetzt ist er dran\şimdiden sonra von jetzt [o nun] an\şimdiye kadar/dek bisher, bislang, bis jetzt\şimdiye kadarki bisherige(r, s)\şimdiye kadarki davranışı sein bisheriges Verhalten\şimdiye kadar böyle bir şey ile hiç karşılaşmadım! so etwas ist mir ja noch nie begegnet!2) ( az sonra) gleich4) ( artık) nun, nunmehr -
7 şimdi
тепе́рь, сейча́с, то́лько чтоşimdi geldi — он то́лько что пришёл
şimdiye değin или şimdiye dek или şimdiye kadar — до сих по́р
şimdi şimdi — совсе́м неда́вно
-
8 döşenmek
1) страд.-возр. от döşemekbir boru hattı döşenecek — бу́дет проло́жен трубопрово́д
odaya halı döşendi — в ко́мнате постели́ли ковёр
sokağa asfalt döşendi — у́лицу асфальти́ровали
2) разг. [на]говори́ть оби́дные / оскорби́тельные слова́; написа́ть дли́нное письмо́ и т. п. с упрёкамиşimdiye kadar sabrediyordu, bugün döşendi — до сего́ вре́мени он терпе́л, сего́дня разрази́лся упрёками
3) слечь в посте́ль, [за]боле́тьbirkaç ay ayakta gezdi, sonunda döşendi — не́сколько ме́сяцев он был на нога́х, но в конце́ концо́в слёг
-
9 hesapça
по расчётам, по предположе́ниямhesapça şimdiye kadar gelmiş olmalı idi — по расчётам он уже́ до́лжен был прие́хать
-
10 şimdi
настоя́щий сейча́с тепе́рь* * *сейча́с; тепе́рь; то́лько чтоannenşimdi gelir, ağlama — ма́ма сейча́с придёт, не плачь
ben görevimi yaptım, şimdi onlar geregini düşünsün — я своё сде́лал, тепе́рь пусть они́ поду́мают, что на́до де́лать
otobüs şimdi geçti — авто́бус то́лько что прошёл
şimdiden tezi yok — сейча́с же, неме́дленно
şimdiye kadar / dek — до сих пор
-
11 şimdi
şimdi şimdi gerade eben;şimdiye kadar (oder dek) bis jetzt -
12 daha
1) noch; ( şimdiye kadar) bis jetzt\daha da kötüsü schlimmer noch\daha erken es ist noch früh\daha neler var? was gibt es noch?\daha sürecek mi? dauert es noch lange?bir hafta/saat \daha noch eine Woche/Stunde, eine weitere Woche/Stunde2) alsgöründüğünden \daha gençtir er ist jünger als er aussieht3) \daha az weniger\daha çok mehr\daha fazla noch mehr\daha doğrusu richtiger ist, genauer gesagt, beziehungsweise\daha erken/geç früher/später\daha erken olmaz früher geht's nicht\daha güzel schöner\daha iyi besserbugün \daha (da) iyiyim heute geht es mir (noch) besser4) erst\daha dün kendisiyle konuştum erst gestern sprach ich mit ihm\daha düşünmek weiter überlegen6) sekiz bir \daha dokuz eder acht und eins macht neun -
13 gelmiş geçmiş
bisherigbu, şimdiye kadar \gelmiş geçmiş her şeyi gölgede bırakır das stellt alles da Gewesene in den Schatten -
14 gibisi
gibisi s1) ( şimdiye kadar) hiç onun \gibisine rastlamamıştı er hatte noch nie ihresgleichen kennen gelernt2) ( reg) (\gibisine gelmek)öyle gibime geliyor ki... es kommt mir so vor, als ob... -
15 karşılaşmak
vi1) ( rastlaşmak) einander begegnen, sich begegnenbiriyle/güçlüklerle \karşılaşmak jdm/Schwierigkeiten begegnenşimdiye kadar böyle bir şey ile hiç karşılaşmadım! so etwas ist mir ja noch nie begegnet! -
16 değin
2. bisşimdiye \değin bis jetzt, bisher, bislang; s. a. kadar -
17 dek
См. также в других словарях:
şimdiye kadar (veya dek) — şu ana kadar, bugüne gelinceye kadar Duruşunda, bakışlarında şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız bir acayip mehabet.. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
imdikaçe — şimdiye kadar, bu ane kadar, bu vakta dek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLE-L-AN — Şimdiye kadar, bu âna kadar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bir sürçen atın başı kesilmez — şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAKLİD — Takma, asma, kuşatma. * Benzetmeğe ve benzemeğe çalışmak. Benzerini yapmak. Birine benzemeğe çalışarak alay etmek. Sahte. Bir şeyin sahtesini yapmak.(Kur an baştan aşağıya kadar, nâzil olduğu hey et üzerine bâkidir. Bu kadar Kur anı taklid etmeğe … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hâlâ — zf., Ar. ḥālā Şimdiye kadar, o zamana kadar, hâlen, henüz Otuz iki yaşında idi ve hâlâ evlenmemişti. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hâlâ o masal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesapsız — sf. 1) Hesabı tutulmayan 2) Sayılamayacak kadar çok olan Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı. 3) mec. Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan Hesapsız bir işe girişti. 4) mec. Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmet — is., Ar. ḳismet 1) Tanrı nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip 2) Evlenme talihi Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti. H. E. Adıvar 3) Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu 4) Talih, kader, şans 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Koçi Bey — Mustafa Koçi Bey (oder Muşţafā Qoči Bey), mit vollem Namen Kuricali Koƈ u Mustafa Bey, auch als Kuricali, Göriceli, Koƈ u oder Koƈ i bekannt, (* wahrscheinlich in Göriče/Körçe/Korça/Korçë, deutsch Koritza, im Südosten Albaniens; † um 1650 (1654?) … Deutsch Wikipedia
Tzachas — (Greek: Τζαχᾶς, Tzachas), also known as Chaka Bey (Turkish: Çaka Bey)[dn 1] or Emmir Chaka of Smyrna,[1] was an 11th century Seljuk Turkish emir who ruled an independent state based in Smyrna (present day Izmir). Chaka was taken as a prisoner… … Wikipedia
Tevhid-i Tedrisat Kanunu — Basisdaten Titel: Tevhid i Tedrisat Kanunu Nummer: 430 Art: Gesetz Geltungsbereich: Republik Türkei Verabschiedungsdatum: 3. März 1924 … Deutsch Wikipedia